Arama

Mimar Selim Yuhay Hakkında Aldatıldı İddiası

8 yıl önce

Evim Şahane programının yaratıcısı ve ekranların sevilen yüzü mimar Selim Yuhay, geçtiğimiz yıllarda karısı Evlin Avidor Yuhay'dan anlaşmalı olarak boşanmıştı

Mimar Selim Yuhay Hakkında Aldatıldı İddiası
ad image
ad image

Evim Şahane programının yaratıcısı ve ekranların sevilen yüzü mimar Selim Yuhay, geçtiğimiz yıllarda karısı Evlin Avidor Yuhay'dan anlaşmalı olarak boşanmıştı. Selim Yuhay büyük bir şok yaşadı. Boşandıktan 2 yıl sonra aldatıldığını öğrenen ünlü mimar, Evlin Avidor Yuhay'a ve sevgilisine tazminat davası açtı. Peki Evlin Avidor Yuhay kimdir, Selim Yuhay kimdir? İşte detaylar... Evim Şahane programının yaratıcısı ve ekranların sevilen yüzü mimar Selim Yuhay, geçtiğimiz yıllarda karısı Evlin Avidor Yuhay'dan anlaşmalı olarak boşanmıştı. Selim Yuhay büyük bir şok yaşadı. Boşandıktan 2 yıl sonra aldatıldığını öğrenen ünlü mimar, Evlin Avidor Yuhay'a ve sevgilisine tazminat davası açtı.

Peki Evlin Avidor Yuhay kimdir, Selim Yuhay kimdir? İşte detaylar... Sarıyer'de kendi tasarımı olan evini eşi ve çocuklarına bıraktı. İki yıl sonra kişisel eşyaları arasında bir defter buldu. Balerin E.A.'nın boşanmadan önce evli C.G. ile uzun zamandır ilişkisi olduğunu öğrendi. E.A., 13 Haziran 2013'te el yazısıyla C.G.'nin evlilik teklifine cevaben "Kocam, eşim, ışığım ve her şeyim olarak kabul ediyorum" diye yazmıştı. C.G. de Yuhay çiftinden önce eşinden boşanmıştı. Yuhay, E.A.'nın hileli davranışla kendisini boşanmaya razı ve protokol imzalamaya ikna ettiğini anladı. İhanete uğradığını boşandıktan sonra öğrenen Yuhay'ın dünyası yıkıldı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde E.A. ve C.G.'ye 10'ar bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Boşandıktan sonra C.G.'nin sosyal medya hesaplarından tacizlere başladığını anlatan Yuhay'ın avukatı, "Eski eşine hiçbir şiddet eylemi bulunmayan Yuhay'ı, çocukları ve toplum nezdinde kötü göstermek amacıyla uzaklaştırma kararı alınmasını sağlamıştır. C.G. boşanmayı takiben Yuhay'ı yıpratmak amacıyla aile fotoğraflarını sosyal medyadan paylaşmıştır. Aldatıldığını öğrenen Yuhay, yaşadığı ruhsal bunalım nedeniyle sevdiği işi 'Evim Şahane' programını hazırlayıp sunmaya ara vermek zorunda kalmıştır. Gerçekleri öğrendikten sonra içine kapanmış ve her şeyden uzaklaşmıştır. Büyük bir çöküntüye uğratılan Yuhay'ın lehine davalılardan 10'ar bin liradan 20 bin lira manevi tazminatı talep etme gereği doğmuştur" dedi.

Boşanma davasında ne oldu? "Evim Şahane" programının yapımcısı mimar Selim Yuhay, üç çocuğunun annesi balerin Evlin Avidor Yuhay'dan boşandı. Yuhay, üç çocuğu için aylık bin 800 lira iştirak nafakası ödeyecek. Sarıyer'de tamamen kendisinin tasarımı olan evini, eşi ile çocuklarına bırakan Yuhay, kullandığı şirket aracını da eşine verdi. Evlin Avidor Yuhay ise aile şirketi "Yuhay Mimarlık" firmasındaki yüzde 5'lik hissesini boşandığı kocasına devretti. İkili, birbirlerinden herhangi bir maddi ya da manevi tazminat talebinde bulunmadı. Selim Yuhay 23 Mayıs 1972 tarihinde İstanbul ilinde doğdu. Halen İstanbul ilinde yaşayan Selim Yuhay gene bu ilde iç mimarlık konusunda çalışmalar yapmaktadır. 1994 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünden mezun olduktan sonra yurt genelinde birçok projenin altına imzasını atmıştır. Selim Yuhay mimarlık alanında kendine has bir tarzı olmasından dolayı fark yaratmaktadır.

Diğer mimarların büyük bölümü tasarım yaparken neredeyse aynı sitilleri kullanıyor olsa da ilgili mimarımız diğerlerinden farklı olduğu için tercih edilmektedir. Mimar Selim Yuhay'la Röportaj.. Sizi tanıyalım mı? 23 Mayıs 1972 doğumluyum. Evliyim, üç çocuğum var. Eşim balerin. Ailemde çok mimar vardır. Doğru mesleği seçtiğimi düşünüyorum. Dekorasyona ve renklere hep tutkum oldu. Her gün farklı bir evi döşüyorsunuz. Bu tempoya nasıl yetişiyorsunuz? Bir de düşünün ki bir aile için üç gün ayırıyoruz. Ama çekimlere bir ay stoklu başladık. Sabah bir eve gidiyorum, hemen orada çözüm üretiyorum. Ev sahibini önceden kesinlikle tanımıyorum.

Sadece elimde, evin önceki fotoğrafları oluyor. Başlangıçta o fotoğraflara bakabiliyordum, artık ona bile zaman ayıramadan direkt eve gidiyorum. Eve girer girmez ilk yaptığınız ne? Evi geziyorum, editör arkadaşımıza soruyorum: Evin sahibi hangi renkleri sever, psikolojisi nedir?.. Gardırobu açıyor, kıyafetlerine bakıyorum. Çünkü giydiği renkler kişinin ruhunu yansıtır. Bu da evine yansır. Evin düzeninden, eşyalardan bir test yapıyorum. Evde hakimiyet kimde?... Acaba erkek gerçekten orada yaşıyor mu yoksa sırf eşinin istediği duygu ve düşüncelerle mi yaşamını sürdürüyor? Ardından, neresi yapılacaksa ona göre çözüm üretiyorum. Bu program sayesinde daha önce tatmadığım duygularla karşılaştım (gözleri doluyor). Yaşanan o duygunun tarifi yok. Ekipte kaç kişi var?

Toplamda 100 kişiyiz. Kameramanı, kurgucusu, ışıkçısı, 18 usta, atölyede çalışan 4 usta, cilacısı, marangozu... Benimle birlikte işleri takip eden yeni mezun mimarlar da var. Kendi işinize vakit kalmıyordur. Maalesef. Çok fazla eski müşterim geliyor. Ama biliyorlar ki şu anda hayatımın projesini gerçekleştiriyorum.

SELİM YUHAY’DAN İNCİLER - Mutlu evler, kendini belli eder. Salonda sadece düğün değil, tatil resimleri de vardır. - Ev çok düzenliyse eşler arasında sorun vardır. Kadın ilgiyi evine vererek rahatlıyordur. - Ruhsal çöküntü yaşayanlarda simetri hastalığı olur. - Ünlü evleri kimse yaşamıyor gibi. Evde biraz yaşanmışlık, dağınıklık olmalı. Tabloları sırf dekorasyona renk olarak uysun diye koyuyorlar. - Eskiden şampanya rengi modaydı. Sonra kum rengi moda oldu. Sıra lilada, kırmızıda, morda. Cesaretli olun. Müthiş anılar biriktirdi Yaşadığınız anılar arasında sizi güldüren? Muhafazakar bir ailenin evine gittik. Hanımefendi bana “Selim Bey, sizi çok seviyorum ve sarılmak istiyorum ama eşim yanımda” dedi. Eşi gidince “Gel Selimciğim, sana şöyle doya doya sarılayım. Öyle güzel şeyler yapıyorsunuz ki. Seni kardeşimin yerine koydum” dedi.

Evi teslim edeceğiz, eşiyle beraber geldi, “O benim kardeşim, sarılırım, kıskanma” diye tekrar sarıldı. En duygusal anınız? Bir aileye gittik. Anne, 5 sene önce oğlunu kaybetmiş. Acısını hafifletmek için hemen bir çocuk doğurmuş. Yetmemiş, bir okulun komple tadilatını yaptırmış. Hayata tutunmaya çalışmış. Kendimi onun yerine koydum, beni derinden etkiledi. Bir başka aileye gittik... 10 yıl önce eşini kaybetmiş anne. Biri 26, diğeri 18 yaşında olan iki oğlu var... Eşinin sallanan sandalyesi için evde özel bir köşe yaptım (gözleri doluyor, yutkunuyor)... Eşinin kitabını ve resimlerini koydum. Tüm aile o köşeyi gördüğünde ağladı. O anları anlatamam. ‘Yolda durdurup çağıran oluyor’ İşiniz bittikten sonra bile o aileleri arayıp hatır soruyormuşsunuz.

Doğru ama siz nereden biliyorsunuz? Özellikle yaşlıları arıyorum. “Program çekildi, sizinle işimiz de bitti” duygusunu sevmiyorum. “Bak, biz hâlâ burdayız, bir şeylere ihtiyacınız olursa yanınızdayız” filan demeye çalışıyorum. Yolda durdurup “Adresim bu, bize gelin” diyen oluyor mu? Yapanlar var. En çok buna üzülüyorum. Biri “Böbrek hastasıyım, evimin ihtiyacı var” dedi. Bursa’dan arayan bir başkası, ayakları kesilecekmiş, evini yapmamızı rica etti... Oysa seçimi ben yapmıyorum, ekip yapıyor. Keşke herkese yetişebilsek.

Türkiye dışından da var mı? İran, Azerbaycan, Belçika, Hollanda ve Almanya’dan alıyoruz. Belki ilerleyen bölümlerde gideriz. Çok da hoş olur. Evler, ailelerin durumu hakkında bilgi veriyor mu? Tabii. Gardırobu açarım mesela: Erkeğin tarafı ütülü, katlı, kadının tarafı daha rahat... O evde erkek egemenliği olduğu belli. Veya yatak odasında kadının tarafında daha feminen şeyler var. Adamın terliği de düzgün. O odaya kadın hükmediyor demek. Kadının bir sürü parfümü görünüyorsa, erkeğin parfüm koyacak yeri yoksa da kadın baskın. O zaman pembe, lila, kırmızının olduğu yatak odasına girince “Bu çift çok romantik” diyorsunuzdur.

Hayır. Bir erkek kokoşluktan ne kadar hoşlanır ki? Yatak odası, hem erkeğin hem kadının paylaşımlarının olacağı şekilde döşenmeli. O zaman “Burada karı-koca ilişkisi devam ediyor” diyebilirsiniz. Zaten mekan, konuşur insanla. Erkeğin sıklıkla oturduğu koltuğa bak, televizyonun karşısındadır. Mutfakta televizyon varsa sandalyenin duruşuna bak. Mutfağı, kadın kullanır. Demek ki karı-koca ayrı oturuyor: Biri dizi izliyor, diğeri maç... Terzi kendi söküğünü dikiyor mu? Hayır. Çocuğunuz varsa ev onundur. Evlenirken özene bezene yaptığınız ev, çocukla birlikte dağılıyor. Özgürlüklerine, yani gelişimlerine sınır koymamak için eşim ve ben, evi komple onlara bıraktık.

Etiketler :
Super Admin

It is a long established fact that a reader will be distracted by the readable content of a page when looking at its layout. The point of using Lorem Ipsum

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

ad image
ad image
Yorumlar

ad image
ad image