7 yıl önce
Muhalefet partileri ve insan hakları grupları, bunun yargının bağımsızlığını zedeleyeceğini belirtti.
Yürütme Yasası ve Adalet Partisi, reformların gerekliliğini söylüyor çünkü yargı yolsuz ve yalnızca seçkinlere hizmet ediyor.
Yasa tasarısı şimdi cumhurbaşkanı tarafından imzalanmış olmalıdır.
Pazar günkü başkent Varşova'da değişikliklere karşı bir gösteri düzenlenmesi planlanıyor.
2015'te iktidara geldiğinden beri muhafazakar ve popülist Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) hükümeti kitlesel protestoları tetikleyen bir dizi tartışmalı reformdan geçti.
Polonyalı senatörler mevzuatı cumartesi sabahı erken saatlerde oy kullanmaya destek verdi.
Bu haftanın başlarında, Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, değişikliklerin gerekli olduğunu savundu; çünkü hakimlerin atanması için mevcut sistem antidemokratik değildi.
"Korporatizmayı sona erdirmek ve orada demokrasinin oksijenini sunmak istiyoruz, çünkü Polonya, hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasidir.
Bakan, "Bu mahkeme-cemaat değil" dedi.
Ancak muhalefet partileri, kanunların yetkilerin anayasal ayrımını ihlal eden hakimlerin atanmasında daha geniş bir söz söyleyerek yasanın PiS milletvekillerinin egemen olduğu parlamentoyu vereceğinden endişe duyuyorlar.
Yasama şimdi imzalamak için Başkan Andrzej Duda'ya gidecek. Veto etmeyi planladığına ilişkin hiçbir işaret vermedi.
Bu hafta mecliste ayrıca, adalet bakanının Polonya Yüksek Mahkemesi hakimlerinin hepsinden kurtulmasına ve yenilerini atmasına olanak tanıyan ayrı bir yasa tasarısı da sunuldu.
BBC'nin Varşova'daki Adam Easton raporuna göre, bu yasaya önceden danışılmadı ve gecenin bir yarısında meclise sunuldu.
Muhabirinin söylediğine göre, PiS hükümeti uyarınca adalet bakanı, savcılığa savcılık görevinde önemli bir yetkiye sahiptir ve savcıyı soruşturma başlatması için etkileyebilir.
Muhalefetteki Sivil Toplum Partisi genel başkanlığını yürüten Grzegorz Schetyna, tasarı "darbenin duyurusu" olarak nitelendirerek kınadı AFP haber ajansı tarafından bildirildi.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, bu hafta başlarında reformların "yargı bağımsızlığının önünde önemli bir aksilik" olduğunu söyledi.
Bu arada, Avrupa Parlamentosu'nun en büyük gruplaşmasının lideri olan EPP olan Manfred Weber, "Hukuk ve Adalet, hukukun üstünlüğüne son veriyor ve Avrupa toplumunu terk ediyor" dedi.