7 yıl önce
‘’Söz uçar yazı kalır’’ klişesinin birçok noktadan anlamlı olmasına rağmen, sesin karşılıklı iletişimde yazı üzerine kurduğu etkiyi de göz ardı etmemek gerekir. Yazılı bir metni okurken, ya da tam tersinden bakmaya çalışırsak, herhangi bir şey yazarken, bir bakımdan yazının katı kuralları içine sıkışıp kalırız. Halbuki, sözlü iletişimde kişisel hareket alanımız çok daha geniştir ve kendimiz ifade etmek çoğu zaman daha kolaydır.
Ses kaydının ilk yapıldığı günden bugüne seslerin hayatımızdaki önemi çok daha arttı. Özellikle de her geçen gün daha da gelişen teknolojik sistemler ile beraber seslendirme çalışmaları artık sadece insanlar arasında değil insanlar ve makinalar hatta daha ileri bir boyutta makinalar ve makinalar arasında bile gerçekleşebilmektedir.
Günümüzde kullandığımız cep telefonu, bilgisayar, televizyon, mutfak eşyaları vb. birçok teknolojik ürün sesli iletişim kurularak aktive edilebiliyor ve hatta bazı makinalar ile diyalog bile mümkün oluyor. Ancak burada ‘’diyalog’’ derken bunun insanların birbiri arasında kurduğu diyalogdan farklı türden bir iletişim olduğunun da altını çizmek gerekir. Zira bu teknolojik aletler ile kurduğumuz iletişim onun içerisinde tanımlanmış ve seslendirilmiş, sınırlı bir algoritması olan bir teknolojiden ibarettir. Burada bizi ilgilendiren nokta seslendirmenin artık sadece film, dizi ya da reklam seslendirme gibi alanlarda değil hayatın çok daha içinde karşımıza sürekli bir biçimde çıkıyor oluşudur.
Artık seslendirme sadece sanatsal amaçların dışında çok daha pratik bir şekilde gündelik hayatta yerini almış vaziyette ve hayatımıza ciddi kolaylıklar getirmektedir. Örneğin bu imkanın olmadığı zamanlarda okumak zorunda kaldığımız birçok yazıyı şimdi sadece dinleyerek anlayabiliriz. Özellikle görme engelli insanların hayatına getirdiği kolaylık bakımından seslendirmenin böylesine gelişmiş olması medeniyet açısından oldukça olumlu bir gelişmedir.
Seslendirme alanların bu kadar çeşitlenmiş olması, konuyla ilgili ihtiyacı artırmış ve birçok seslendirme stüdyoları kurulmuştur. Bunun da ötesinde, bilgisayar sistemlerinin çok gelişmiş olması ve neredeyse her eve kadar girmesi, insanların evde sadece basit bilgisayar ürünleri kullanarak bile seslendirme stüdyosu kurmalarına olanak tanımış ve tabiri caiz ise neredeyse her bilgisayar bir seslendirme stüdyosuna dönüştürülebilme kapasitesine ulaşmıştır.